Tiyatrocu Başak Karatepe belediyelerdeki sürgünü yazdı: Birimiz çöpe, birimiz çim biçmeye

“…Yalnız biz kendi şehrimizin sanatçılarına ve biz bize sahip çıkmazsak, kim sahip çıkacak? Dışardan gelenler sanatçı da, yereldekiler sanatçı değil mi? Biz bize sahip çıkmazsak birimiz çöpe, bir diğerimiz de çim biçmeye layık görülürüz…”
BAŞAK KARATEPE
Tiyatro sanatçısı
Deniz Sandalcı’yı Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nun ilk kuruluş yıllarından beri tanırım. Sanırım 99 yılları falandı. Bundan 21 yıl öncesine dayanıyor tanışıklığımız.
Ben o zamanlar şehir tiyatrosunda oyuncuyken sahnemizi kullanmaya gelirlerdi.
Yani benim bildiğim kadarıyla çocukluk yıllarından bu yana en az 21 senesini tiyatroya adamış bir tiyatro adamı.
Erdemli Belediyesi Şehir Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni…
Erdemli Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nun kurulumu ve bu güne kadar gelebilmesi için büyük emekler, çabalar sarfetti. Bu işler dışardan görüldüğü gibi kolay olmuyor. Tabiri caizse cırmalamak ve ciddi bir mücadele gerektiriyor.
Kendi adaşı güzel bir karısı ve yeni doğmuş bir bebekleri var. Hayatlarını yani ekmek paralarını tiyatrodan kazanıyorlar.
Bunu neden mi yazıyorum.
Geçenlerde duyduğum bir haber beni gerçekten üzdü ama kesinliğinden emin olamadığım ve ayrıntılarını bilemediğim için yazamadım.
Deniz Sandalcı büyük bir haksızlığa uğrayarak, hayatında bildiği en iyi şeyden, hayatını adadığı sevdasından…
Çünkü sanat (tiyatro) bir gönül ve sevda işidir. Bir yaşam biçimidir. Yeri gelir herşeyinizden feragat etmeniz gerekir. Ruhunuzu, bedeninizi, aklınızı, zihninizi… Kısacası herşeyinizi, hayatınızı adarsınız ona.
Deniz Sandalcı hayatını adadığı mesleğinden, ekmeğinden men edildi.
Tiyatrodan alınıp, çöpe sürüldü.!
Yani bir sanat insanı çöpe layık görüldü.!
Türkiye’de sanatın çok da değerli olmadığını, onun yerine medyatik ve popülerliğin daha çok değer gördüğünü sanatın içinde olanlar bilir.
Birbirinin ayağını kaydırmak için oynanan çelme takma oyunlarından hiç bahsetmeyeceğim. O apayrı, upuzun bir konu ve mevzu.
Sevgili Deniz, sana, ailene, oyuncularına ve öğrencilerine çok geçmiş olsun.
Bir sanat insanı olarak ne yapılması gerekiyorsa ve ne yapabileceksem buradayım. Artık imza mı toplanır, yürüyüşe mi çıkılır… Bilemiyorum orasını…
Tek bildiğim birşey var birlikten kuvvet doğacağı…
Ve yerel sanatçılarımız gereken değeri görmüyorken… Şehrimiz dışardan gelen sanatçılarla doldurulmadan önce yerel sanatçılarımızın birlik olup, kendi hakkını aramaları gerektiği…
Bu söylemimden dışardan gelen sanatçılara karşı olduğum fikri çıkartılmasın.
Yalnız biz kendi şehrimizin sanatçılarına ve biz bize sahip çıkmazsak, kim sahip çıkacak?
Dışardan gelenler sanatçı da, yereldekiler sanatçı değil mi?
Biz bize sahip çıkmazsak birimiz çöpe, bir diğerimiz de çim biçmeye layık görülürüz.
Bu duruma sebep olanlar kadar, bu duruma ses çıkarmayan, göz yumanlarında bir o kadar suçlu olacağını düşünerek sizlerle haberini paylaşıyor…
Sizlerin de bu duruma sessiz kalmayacağını ve gereken duyarlılığı göstereceğinize inanarak…
Kendi şehrimizin sanat insanına\insanımıza sahip çıkarak, sesinin duyulmasını sağlamak adına bu haberi mümkün olduğunca fazla yerde paylaşmanızı rica ediyorum.
Haberin detaylarına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
https://mersinyasam.net/2020/07/21/bir-kasaba-siyasetcisinin-icraatlari-belediye-baskani-tiyatrocuyu-sahneden-alip-cope-surdu/