Kilikya Yolu Projesi hayata geçiyor: Mersin için çok boyutlu tanıtım hamlesi

Antik Kilikya coğrafyasını kapsayan ve Tarsus’tan Silifke Yeşilovacık’a kadar uzanan yaklaşık 550 kilometrelik ‘Tarihi Kilikya Yolu Projesi’ tamamlandı. Projenin lansmanı, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in de katılımıyla gerçekleştirildi ve 550 kilometrelik Tarihi Kilikya Yolu yürüyüşe açılmış oldu.
Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından koordine edilen Tarihi Kilikya Yolu Projesi; Mersin Valiliği, Kilikya Yolu Koruma ve Yaşatma Derneği ile Mersin Zirve Dağcılık İhtisas Spor Kulübü’nün de destekleriyle hayata geçirildi.
Atılan bu adımla birlikte; Antik Çağ’da Alanya’dan İskenderun’a kadar uzanan ve Doğu Akdeniz’in kalbinde stratejik bir bölgenin adı olan Kilikya’nın binlerce yıllık tarihi yeniden görünür kılınıyor, geçmişin birikimi geleceğe taşınıyor.
13 ilçeyi kapsayan, 55 köyden geçen 550 kilometrelik Kilikya Yolu, ‘İpek Yolu’, ‘Toroslar’, ‘Olba’ ve ‘Afrodit’ adı verilen 4 ana etapta planlandı ve 38 farklı parkur ile 125 ara durak belirlendi.
Bu güzergâhta yürüyenler, antik yerleşimlerin atmosferinde geçmişi hissedecek, taş döşeli kervan yollarında tarihe doğru bir yolculuğa çıkacak ve Yörüklerin kadim göç yollarında ilerleyecek. Ziyaretçiler bu sayede, binlerce yılın birikimini taşıyan bu topraklarda geçmiş ile bugün arasında bir köprü kurmuş olacak. Proje sayesinde Mersin’in binlerce yıllık kültürel mirası da ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtılmış olacak. Tarihi Kilikya Yolu, Mersin’in kültürel kimliğinin sembollerinden biri haline gelecek ve gelecek nesillere gururla aktarılacak bir değer olacak.
“BÖYLE BİR KENTTE YÖNETİCİ OLMAKTAN ONUR DUYUYORUM”
Lansmanda konuşan Başkan Vahap Seçer; Mersin’in kadim tarihi, doğal güzellikleri ve kozmopolit yapısıyla çok zengin bir kent olduğunu ifade ederek, Mersin’in tanıtımının önemli olduğuna vurgu yaptı. Mersin’in enerjisinin yüksek bir kent olduğunu sözlerine ekleyen Seçer, “Böyle bir kentte doğmuş olmaktan, yaşıyor olmaktan ve yönetici olmaktan gerçekten çok mutlu oluyorum ve çok onur duyuyorum. İyi ki böyle bir halkın belediye başkanı oldum” dedi.
“MERSİN, 2019’DAN SONRA KATILIMCI DEMOKRASİYİ ÖĞRENDİ”
Mersin’in; Selçuklu’dan Bizans’a; Asurlular’dan Hititlilere kadar önemli tarihi ve kültürel mirasa sahip bir kent olduğunu yineleyen Seçer, Tarihi Kilikya Yolu projesinin 5 yıl önce başladığını söyleyerek, “Bu bir ekip çalışması. ‘Ben bilirim, ben en iyisini bilirim, benim dediğim doğrudur’ anlayışı ile yapılmadı. 2019’dan sonra Mersin’in en büyük kazanımı; katılımcı demokrasiyi öğrenmesi oldu. Üniversitelerden sivil toplum kuruluşlarına, sade vatandaştan en üst kademedeki yöneticiye kadar herkes bu kentin yönetimine dahil oldu. Dışarıdan gelenlerin ‘bu kentin enerjisi gerçekten çok yüksek’ demesine neden olan en temel unsurlardan biri de bu” diye belirtti. Seçer, Mersin’de yaşayan herkesin kökleri farklı bir kentten olsa da ‘Mersinliyim’ demesi ve aidiyet geliştirmesi gerektiğini söyledi.
Vahap Seçer, Mersin’in en büyük problemlerinden bir tanesinin ‘tanınması’ olduğunu sözlerine ekleyerek, “Tarihi Kilikya Yolu, şehrin tanıtımına en önemli destek verecek çalışmalardan bir tanesi. Tarihi Kilikya Yolu projesiyle; 10 binlerce yıl önce bu coğrafyada yaşayan kültürleri, tarihi ve aynı zamanda hala bütün saldırılara rağmen kendini koruyan doğayı tanıtma imkânı sunuyor, bunu vitrine getiriyoruz. Siz bunları başarabilirseniz Mersin’i tanıtabilir ve marka kent yapabilirsiniz” ifadelerini kullandı.
“BU SADECE BİR ‘YOL’ HİKAYESİ DEĞİL, DÜNYA BARIŞINA KATKI DEMEKTİR”
Marka kent olmanın; spordan, kültürden, sanattan, ekonomiden ve tanıtımdan geçtiğine değinen Seçer, Tarihi Kilikya Yolu projesinin sadece bir yoldan ibaret olmadığını belirtip, Mersin’in marka kent olması için birçok alanda kazanımı olan bir proje olduğuna dikkat çekti.
Seçer, “Bu proje sadece bir yol hikayesi değil. Dünyanın neresinde olursa olsun Kilikya Yolu’nu duyan, gelip görmek ve yürümek isteyen bir kişi buraya ayağını bastığı zaman her şeye katkı sunuyor. Mersin’i tanıyor, para harcıyor; ekonomisine ve sosyal barışına katkı sunuyor. Farklı tabiattaki ve milliyetteki insanların ülkemizi ziyareti, burayı tanıması, burayı takdir etmesi, bu topraklarda yaşayan herkesle tanışması; tüm bu bilinç dünya barışına katkı demektir” dedi.
“Kentin tüm zenginlikleri vitrine taşınacak”
Mersin Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden ve Kilikya Yolu Koruma ve Yaşatma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Durukan, yaptığı sunumda Kilikya Yolu Projesi’nin özelliklerini detaylıca aktardı. Prof. Dr. Durukan Kilikya Yolu Projesi’nin bilim, sanat, kültür, turizm ve sporun iç içe geçtiği kompleks bir proje olduğunu ifade ederek, “Amacımız olabildiğince çok insanın Kilikya Yolu’nda yürümesini sağlamak. Kilikya Yolu Projesi, kültürel mirasın, doğal zenginliklerin ve hatta yerel lezzetlerin tanıtılmasına katkı sağlayacak bir katalizördür” dedi.
Prof. Dr. Durukan, proje ile kentin yöresel zenginliklerinin ziyaretçiler sayesinde reklamının yapılacağını vurgulayarak, “Kentin tüm zenginlikleri bu projeyle vitrine taşınacak, bütün kültürel ve doğal mirastan yararlanılarak hepsinin tanıtımı yapılacak. Kilikya Yolu Projesi, Mersin’in evrensel değerlerini uluslararası platformda tanıtabilecek önemli bir misyon üstlenmiş durumdadır. Bu yönüyle sadece Mersin için değil, Türkiye turizmi için de büyük fırsatlar barındırmaktadır” diye konuştu. Durukan, projede emeği geçenlere ve Mersin Büyükşehir Belediyesi bürokratlarına teşekkürlerini iletirken, Başkan Seçer’e de “Vizyoner liderlik örneği gösterip desteğinizi esirgemediniz. 5 yıl önce bizi dinlediniz, ‘yola çıkın’ dediniz ve biz şimdi bu noktadayız. Ülkemize, memleketimize büyük bir hizmet oldu” sözleriyle teşekkür etti.
“BUGÜN BURADA SIRADAN BİR YÜRÜYÜŞ YOLU AÇILIŞI YAPMIYORUZ”
Mersin Zirve Dağcılık Spor Kulübü ve Kilikya Yolu Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Ali Rıza Demir ise 5 yıllık gönüllü ve özverili bir çalışmanın sonucunda kente kazandırılan projenin önemine dikkat çekti. Demir, “Bugün burada; tarihi ve kültürel yolların, ticaret yollarının, güzellik ve aşk yollarının harmanlanarak bir araya getirildiği; farklı kültürlerin taşınmasına vesile olan İpek Yolu’nun, uzun göç yollarının; bembeyaz kumu, turkuaz rengi denizi ile adeta mercan koylarını andıran Afrodisias Yolları’nın bir araya getirildiği tarihi bir projenin açılışını yapıyoruz” dedi. Demir, özellikle Seçer’in vizyoner desteğiyle yürütülen bu çalışmanın, Mersin’in tarihi, kültürel ve doğal zenginliklerini hem yurt içinde hem de uluslararası alanda görünür kılacağını vurgulayarak, projeye katkı sunan tüm kurumlara, gönüllülere ve katılımcılara teşekkür etti. Konuşmaların ardından toplu fotoğraf çekimi oldu. Lansman, kokteyl ve müzik dinletisi ile devam etti. (GÜNEY)