Dolar 41,9914
Euro 48,9019
Altın 5.508,00
BİST 10.941,79
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mersin 25°C
Az Bulutlu
Mersin
25°C
Az Bulutlu
Pts 25°C
Sal 25°C
Çar 25°C
Per 26°C

Daha adil bir dünya mümkün!

Daha adil bir dünya mümkün!
16 Ekim 2025 17:08
64
A+
A-

Gıda Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası Dünya Gıda Gününde not düştü: “Herkese yetecek kadar gıda üretilmesine rağmen 673 milyon insan açlık çekiyor!”

 

 

Gıda Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Yusuf Değirmenci, Kimya Mühendisleri Odası Mersin İl Temsilcisi Emre Üresin ve Ziraat Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Okan Özkaya, Dünya Gıda Günü dolayısıyla ortak bir açıklama yaptı. Ortak açıklamada, yanlış ekonomi ve tarım politikaları sonucu tarımsal üretimin hızla azalması, emekçi ve emekli ücretlerinin açlık sınırının altında kalması nedenleriyle temel gıdalara ulaşım hakkının gasp edildiğine vurgu yapıldı.

Açıklamada, “Maden ve enerji şirketlerinin rantı için topraklarımızı, zeytinliklerimizi, meralarımızı, ormanlarımızı, su havzalarımızı yok edecek yasal düzenlemeler gıda hakkını tehdit etmektedir.

Aynı zamanda, su politikaları ve suyun yönetimindeki hatalar nedeniyle, su gibi hayatın devamı için gerekli en temel maddeye erişimin zor olacağı bir yıl bizi beklemektedir.

Gıdaya olan güvensizliğin her geçen gün arttığı bir süreçten geçmekteyiz. Bir yandan güvenli, sağlıklı gıdaya erişim azalırken, bir yandan 673 milyon insan açlık çekmektedir.

Diğer yandan ise artan obezite oranları ve yaygın gıda israfı, bolluk ve yoksunluğun sıklıkla yan yana var olduğu dengesiz bir sistem tüm dünyayı kuşatmıştır. Gıda güvencesinin sağlanamadığı bir dünyada, adil ve demokratik bir düzen içinde yaşamak mümkün değildir.

Bugün dünyada açlık varsa, bu sadece kötüleşen iklim koşullarından, yetersiz bitkisel-hayvansal gıda arzından değil, uygulanan yanlış ekonomi ve tarım politikaları ile adaletsiz gelir dağılımından kaynaklanmaktadır. İnsanlık için kâbus olan bu yokluğu ve yoksulluğu yenmek için sorumluluk almak hepimizin ortak toplumsal görevidir” ifadelerine yer verildi.

 

 

“OKUL YEMEĞİ HAYATA GEÇİRİLMELİ”

 

 

Çocukların sağlıklı ve dengeli beslenememesinin gelecekte fiziksel ve mental olarak geri kalmış bir neslin ortaya çıkmasına neden olduğuna dikkat çekilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Çocuklarımızı güvenli ve kaliteli gıdaya ulaştırmak en önce devletin sorumluluğundadır. Çocukların beslenme ihtiyacı doğru uygulamalar ile en geniş kapsamda karşılanmalıdır, okul yemeği bir an önce hayata geçirilmelidir.

Bugün dünyada ve ülkemizde gıda egemenliğini yaşama geçirmek bir yana, tarım ve gıda sistemi tekelci çok uluslu şirketlerin ve yerli ortaklarının kontrolü altındadır. Dünyada tüm insanları doyurabilecek tarım ürünleri ve gıda üretimi yapılmasına karşın, yoksulluk ve açlık sorunu büyümektedir.

Ülkemizde tarım ve güvenli gıda alanı tümüyle yerli ve yabancı sermayenin insafına bırakılmıştır. Tarım ve gıda sistemi tekelci çok uluslu şirketlerin ve yerli ortaklarının kontrolü altındadır. Dünyada tüm insanları doyurabilecek tarım ürünleri ve gıda üretimi yapılmasına karşın, yoksulluk ve açlık sorunu her geçen yıl büyümektedir.

Tarımsal temel girdiler ve ürünlerde dışarıya bağımlılık büyük sorundur. Her sıkışılan anda ithalata yönelmek gıda güvencesini tehdit ederken, gıda enflasyonunu artırmaktadır. Yerli üretimin artması devlet desteği ile üreticiyi ve üretimi koruyan somut politikalarla sağlanabilir.

Artan küresel nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak, sınırlar, sektörler ve nesiller arasında takım çalışması gerektirir. Gıda güvenliği ve sağlıklı gıdaya ulaşım hakkı piyasanın ciddi kamu denetimi ile gerçekleşebilir.

Halkımızın gıda güvenliği için Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yıllardır uyguladığı beyana dayalı üretim izni modelini bırakıp, tüm gıda işletmeleri için Bakanlık denetimi ve kontrolü sonucu onay verildikten sonra üretimin yapılabildiği sisteme geçilmelidir.

Gıda işletmelerini merdiven altından kurtarmak için kayıt altına alınması yeterli bir uygulama değildir. Küçük işletmelerde de gıda güvenliği koşullarını sağlayacak şekilde çalışmalar yapılmalı, Çalıştırılması Zorunlu Personel (ÇZP) zorunluluğu buralarda da uygulanmaya başlanmalıdır.

Yetersiz olan Bakanlık denetçi sayısı arttırılmalı, Tasarruf Genelgesi gerekçesine sığınmadan bir an önce bu konuda eğitim almış teknik personelin kamuya ataması yapılmalıdır.

Yaşadığımız tarım ve gıda krizinden kurtulabilmek, sermayenin öncelikleri yerine kamusal ve toplumsal çıkarları, gündelik politikalar yerine planlı kalkınmayı önceleyen kamucu tarım ve gıda politikalarını yaşama geçirmekle mümkündür.”

 

Fotoğraf: A. ÖNER KURT (ARŞİV)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.