83 yıldır kapanmayan yara
Mersin Dersimliler Derneği, 1937/1938 Dersim olayları sonrasında idam edilen Seyyid Rıza ve arkadaşlarını andı. Dernek Başkanı Hasan Tanrıkut, “Devletlerde süreklilik vardır. Nasıl ki Osmanlının mirasına sahip çıkıyorsunuz, devlet adına işlenmiş suçun; soykırımın da siyasal sorumluluğunu üstlenin. Dersim halkından gerçek anlamda özür dileyin ve tarih ile amasız fakatsız yüzleşin” dedi.
ESRA ŞASİ YAĞMUR
Mersin Dersimliler Derneği, 1937 ve 1938’de Dersim’de yaşanan olayların yıl dönümü dolayısıyla anma töreni düzenledi. Dersimliler Derneği üyeleri ve Mersin Emek ve Demokrasi bileşenlerinin de katıldığı anma etkinliğinde 83 yıl önce yaşanan olaylarda hayatını kaybedenler için saygı duruşunda bulunuldu, çerağlar yakıldı.
Burada konuşan Dersimliler Derneği Başkanı Hasan Tanrıkut, Dersim olaylarının 83 yıldır kapanmayan bir yara olduğunu belirterek, “Seyitlerimizin mezar yerleri nerede?” diye sordu.
“Kız çocukları ailelerinden koparıldı”
O tarihlerde yaşanan süreci anlatan Tanrıkut, “Yine aynı tarihlerde kurşunlanan, süngülenen, bombalanan, uçurumlardan atılan, yakılan, idam edilen ve sürgün edilen, mezarları bile belli olmayan, on binlerce mazlum insanımızın acılı hatıralarını yüreğimizin derinliğinde hissediyoruz. Ele geçirilenler sürgün edilmiş ve topraklarına dönüşleri yine kanunla yasaklanmıştır. Çocuklar, bilhassa da kız çocukları ailelerden kopartılarak başta subay olmak üzere çeşitli ailelere ataerkil, ganimetçi Türk geleneklerine uygun olarak pay edilmişlerdir” diye konuştu.
“Bu dava Dersim’in davasıdır”
Bugün bütün demokratik kamuoyuna düşen görevin, insanlığa karşı işlenmiş bu suçun teşhir edilmesi olduğunu anlatan Tanrıkut, “İnsanlığa karşı işlenmiş suç olarak gördüğümüz bu soykırıma karşı yapılacak çalışmalara dair girişim ve çalışmalar; bu suçun kurbanı olmuş halkın geniş rıza ve onayıyla yapılmalıdır. Hem Dersim’in acılarına, hem de insanlığa sahip çıkmak adına genel katılımcı ve demokratik halk iradesi ortaya çıkarılmalıdır. Tarihi hatırlamanın ve katledilenlerin anıları önünde saygıyla eğilmenin, ülkemizde ilerde benzeri kitlesel katliamların engellenmesi; insan haklarına saygılı, barışı sağlamış demokratik bir toplumun kurulabilmesi için çok önemli olduğuna inanıyoruz. Bu dava yalnızca idam edilen Dersim seyitlerinin ve onların akrabalarının davası değil, Dersim’in davasıdır” dedi.
“Arşivleri açın, halktan özür dileyin”
Dersim olaylarına dair arşivlerin açılmasını ve halktan özür dilenmesi gerektiğini kaydeden Tanrıkut, “Dersim halkından gerçek anlamda özür dileyin ve tarih ile amasız fakatsız yüzleşin. Kendi tarihiniz ile yüzleşmekten korkmayın. Buna Seyitlerimizin mezar yerlerini açıklayarak başlayabilirsiniz. Dün devletin kilitli kasalarında bulunan Dersim 1937-38 belgeleri bugün TBMM’de mühürlü torbalarda tutulmaktadır. Belgeleri gizleyerek, gerçekleri çarpıtarak Türkiye halklarının gerçekleri öğrenmesini engellemeyin. Halkın gerçekleri görmesi ve bilmesi için başta Genelkurmay’ın arşivleri olmak üzere bütün arşivleri açın. Arşivler açılsın Dersim ismi iade edilsin. Dersim halkından özür dilensin. Sürgünler, kayıplar ve evlatlık alınan çocukların listesi açıklansın. Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerleri açıklansın. Dillerimize ve Kızılbaş Alevi inancımıza özgürlük tanınsın. Munzur’daki baraj projeleri iptal edilsin” şeklinde konuştu.