Akdeniz’de eş başkanlardan kayyım tepkisi: Bu açıkça gasptır!
DEM Partili Akdeniz Belediyesi Eş Başkanları Nuriye Arslan ve Hoşyar Sarıyıldız, Hakkâri Belediyesine kayyım atanmasını kınadı. Belediye meclisi toplantısında konuşan Eş Başkan Arslan, “Bu açıkça gasptır, halkın iradesini tanımamadır. Halka zulümdür” dedi. Eş Başkan Sarıyıldız da “Kayyımlar Türkiye tarihinde kara bir leke olarak kalmalıdır. Seçilmiş meclislerin görevlerine devam edebilmesi gerekir” ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanlığının seçilmiş Hakkâri Belediye Başkanı DEM Partili Sıddık Akış’ı görevden alarak yerine kayyım olarak Hakkâri Valisini ataması, DEM Parti’nin yönettiği Mersin’in Aldeniz ilçe Belediye Meclisinde de gündemdeydi.
Meclis toplantısının dilek ve temenniler bölümünde söz alan Akdeniz Belediyesi Başkan Yardımcısı Özgür Çağlar, “Kayyum meselesi sadece DEM Partililerin meselesi değildir, CHP’lilerin de meselesidir, AK Partililerin de meselesidir, diğer tüm partilerin meselesidir. Kayyum bir irade gaspıdır, demokrasiye bir darbedir. Maalesef bu uygulamalardan bir türlü vazgeçilemiyor, vazgeçilmesi gerekiyor. Bu uygulamalardan vazgeçilebilmesi için toplumun tüm kesimlerinin kayyum uygulamasına karşı çıkması gerekiyor. Bu antidemokratik uygulamalara karşı çıkması gerekiyor. Güçlü bir şekilde tepki verilmesi gerekiyor. Kayyumu kabul etmiyoruz. Kayyum karşısında güçlü bir şekilde tepkimizi göstereceğiz hukuk çerçevesinde. Kayyum irade gaspıdır. Demokrasiye vurulan bir darbedir” dedi.
“BU AÇIKÇA GASPTIR, HALKIN İRADESİNİ TANIMAMADIR”
Özgür Çağlar’ın bu konuşması üzerine AKP’li meclis üyesi Aydın Eğin, “Belediye meclisinde genel siyaseti konuşmayalım” ifadelerini kullandı.
DEM Partili Belediye Eş Başkanı Nuriye Arslan da “Bu genel siyaset değil. Yereli ilgilendiren bir durum olduğu için her arkadaş görüş belirtebilir” dedi.
Arslan, “Halkımız bizi hizmet adına seçti, hizmet için seçti. Genel siyaseti genel başkanlar, milletvekilleri yapsın ama kayyım meselesi yereli ilgilendiren bir mesele. Kayyım yerelin iradesini gasp eden bir durumdur. Türkiye tarihinde böyle bir şey görülmedi. Cumhur İttifakından sonra böyle bir uygulama Türkiye’ye getirildi. Halkın vicdanında hiçbir yeri olmayan bir uygulamadır. Kişi suçlu olabilir, kişi kanun nezdinde kusurlu olabilir. Bu suçu ya da kusuru seçimden sonra da belirlenmiş olabilir. Ama mevzuat ortada. Belediye Kanunu ortada. Belediye başkanı görevden alınır, meclis üyeleri arasından yeni başkan seçilir. Gasp edilmez. O belediye meclisinde Ak Partili meclis üyeleri de var, farklı partilerden meclis üyeleri de var. Bu açıkça gasptır, halkın iradesini tanımamadır. Halka zulümdür. 31 Mart’taki seçimlerde, Ak Partinin yaptığı bu hukuksuzluklar nedeniyle halkın nezdinde hiçbir geçerliliğinin kalmadığı görüldü. Mevcut kayyım anlayışına karşı halkı cevabını verdi 31 Mart’ta. Bu toplumu huzursuzluğa götüren bir pratiktir. Umut ediyoruz ki bu yanlışlıktan bir an evvel dönülür. Halkın oylarıyla seçilen meclisin içinden başkan seçilir. Toplumu daha fazla kutuplaştırmaya, toplum vicdanını yaralamaya kimsenin hakkı yoktur” ifadelerini kullandı.
Arslan, “Akdeniz halkı şunu net olarak bilsin: DEM Partili eş başkanlar asla hesabını veremeyecekleri bir pratiğin içine girmeyecektir” dedi.
“ADALET DUYGUSUNU ZEDELİYOR”
DEM Partili Akdeniz Belediye Eş Başkanı Hoşyar Sarıyıldız da “31 Mart seçimlerinden sonra yönetime gelmiş siyasetçileriz. Kayyum uygulamaları adalet duygusunu zedeliyor. Akdeniz de kayyımdan nasibini almış kentlerden biriydi” dedi.
“KAYYIMLAR TÜRKİYE TARİHİNDE KARA BİR LEKE OLARAK KALMALIDIR”
Önceki dönem belediye başkanı AKP’li Mustafa Gültak’ın bile kayyım döneminden söz ederken “biz belediyeyi borçlarla devraldık” dediğini hatırlatan Sarıyıldız, “Çünkü kayyım belediyeyi yönetirken toplum vicdanını yaralayan yönetimle hareket ediyordu ve belediyeler borç batağıyla devredilmişti. Akdeniz Belediyesi de borç batağına girmişti. Hele hele biz bazı belediyelerimizde milyarları bulan borç yüklerinden söz ediyoruz. Bu insanın vicdanını yaralayan bir durumdu. Vatandaş anayasal hakkı olan seçme ve seçilme hakkını kullanıyor. Sandığın başına gidiyor ve bir tercihte bulunuyor. O seçimden önce YSK adaylarla ilgili kararlarını veriyor. Engeli olanlar seçime giremiyor. Aradan belli bir süreç geçiyor ve bir kayyım dönemi başlıyor. Kayyımın yarattığı tahribat yerelle sınırlı değil. Ülkenin dünya siyasetindeki intibası da zedeleniyor. Kayyım uygulamalarından dolayı Türkiye yabancı yatırımcıların gelmekten çekindiği bir ülke haline geldi. Ülkede yaşanan ekonomik krizin bir diğer nedeni de kayyım uygulamalarıdır. Bu uygulamalar toplum vicdanını ve adalet duygusunu da zedeleniyor. Kayyımlar Türkiye tarihinde kara bir leke olarak kalmalıdır. Seçilmiş meclislerin görevlerine devam edebilmesi gerekir. Geçmiş dönemdeki kayyım uygulamalarının belediye meclislerini boşa düşürdüğünü burada da gördük. Bu nedenle kayyım uygulamalarına karşı çıkıyoruz” dedi.